Meziyet De Andria

Meziyet Hanım öncelikle sizi biraz tanıyalım. Mimari tasarıma olan ilginiz ne zaman başladı?

Çok teşekkür ediyorum öncelikle… Oldukça eskiye dayanıyor diyebilirim!! Henüz lise yıllarında tek tük çıkan veya yurtdışında dekorasyon dergileri alıp biriktirdiğimi hatırlıyorum. Ama çok daha ileride kendime ait bahçeli bir ev hayali kurardım. İçini tasarlayıp dekorasyonunu yapardım kafamda. İlerleyen yıllar beni tekstil sektörüyle buluşturdu. İzmir’de Beymen , ardından kendi adımla mağaza açtıktan sonra çizmeye ve üretmeye başladım. Başarılı ve popüler bir süreç geçirdim.

Daha sonra Istanbul’da mobilya sektörünün en iyisi Güngör mobilyanın İzmir mağazasında yönetici olarak çalıştım ve bu firmanın bana kattığı bilgi birikim çok fazladır. Zaten içimde olan dekorasyon aşkı burada geçirdiğim yıllarda bana büyük bir katkı , bilgi , deneyim kazandırdı. Daha sonra kendim bu işi yapmaya başladım ve kendimi geliştirmeye devam ettim. Tabii ki dekorasyon olan yerde az da olsa inşaatta giriyor işin içine. Daha sonra mimarlarla birlikte, ekiplerle birlikte bu günlere geldik.

Dekorasyon sırasında ilham kaynağınız nedir örnek veriyorum müzik dinlemek mi ya da bir objeye bakmak mı?

Hep araştırmak, bu alanda ki yerli yabancı tüm yayınları takip etmek ve hayal kurmak, üç boyutlu düşünmek, bir projenin bitmiş halini önceden görebilmek tüm bunlar benim için çok önemlidir. Özellikle yurtdışında beğendiğim, ilgimi çeken en küçük detayı bile zihnimde foğraflayıp hafızama kaydetmek.

Dekorasyon sırasında sizi en zorlayan durumlar nedir hayalinizde ki dekorasyonu gerçekleştiremediğiniz oldu mu hiç?

En çok zorlandığım konu ise ev sahibinin çok fazla müdahil olması. Ben zaten her zaman evde kendileri yaşayacakları için onların istek ve zevkleri doğrultusunda hareket ediyorum bu aşırı olunca beni zorluyor açıkçası. Beni biraz daha serbest bırakan projelerde daha iyi neticeler ortaya çıkıyor.

Gerçekleştirmiş olduğunuz projelerinizin hepsi harika peki ya sizin en beğendiniz hangisi belki ayırt etmek istemezsiniz en siz olan tamamen size bırakılan eseriniz hangisidir?

Her yaptığım ev veya mekan diyelim ,sevgili Tellioğlu ailesine yaptığım tüm projeler ve onları tanıyıp artık aile gibi olmamız benim için çok farklı,özel ve güzel hepsinde ayrı ayrı hayallerimi gerçekleştiriyorum diyebilirim onun için onlara ayrıca müteşekkirim… Onun dışında yeni projelerimden Ankara’da bitirdiğim sevgili Ela ve Mehmetcan Ertürk’ün evi çok içime sinen,beni çok mutlu eden bir proje oldu. Ayrıca dünya tatlısı canlarım oldu.

Bodrum Mesa’da çok sevgili Handeciğim ve Alperen Altaş’ın evi inanılmaz derecede içime sinen, çok güzel ve kaliteli bir ev oldu bir de Çeşme Reisdere de sevgili Berk Ulutaş’a ait provence evde beni o kadar özgür bıraktı ki tüm hayallerimi gerçekleştirdim diebilirim.

Tabii ki her bir projem benim için çok değerli en önemlisi harika dostluklar edindim ve hala hepsiyle ayrı ayrı görüşüyor olabilmek çok çok kıymetli benim için!!!

Hepsini saymak istiyorum ama imkansız tabii… Her projemin anısı , değeri ve sahipleri benim için çok kıymetli.

Dekorasyonda kullanmayı en sevdiğiniz obje nedir?

Tabiiki duvar kağıdı,bitki,perde ve aksesuarlar diyebiliriz!! Aksesuar ve ruh çok önemli. Çok güzel bir kadındaki hafif makyaj dokumaları gibi diyebilirim.

Güzelliği ortaya çıkaran,evi yaşayan bir ev haline getiren unsurlar diyebilirim.

Tekrar sevgili Begüm Tellioğlu'na bana bu fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyorum.